Aralık ayındaki yazılarıma denk geldiyseniz okumuşsunuzdur, Aralık ayının çoğunu hastanede geçirdim. Tanı: menenjit idi.
Bu yazımda olayın duygusal boyutundan çok hastalığın kendisiyle ilgili bilgi vermek istiyorum, çünkü basit bir baş ağrısı diyebileceğimiz bir durum çok tehlikeli bir hal alabiliyor. İnşallah kimsenin başına gelmez ama gelirse tanıyabilmek önemli bence..
Bir Perşembe Sabahı baş ve hafif boyun ağrısıyla başladı herşey. Önce dedim ki “herhalde farklı bir yastık kullandıpım için böyle boynum ağrıyor”, çok önemsemedim, bir ağrı kesici aldım.
O gün, kardeşim ufak bir göz ameliyatı olacağı için annem, teyzem, ben ve küçük kızım İstanbul’a gidiyorduk yanında olmaya, dolayısıyla bir baş ağrısıyla uğraşacak vaktim de yoktu – bütün dikkatim küçük bir valiz hazırlamak ve bu küçük yolculuğu kızım için keyifli hale getirmek üzerineydi. Hatta kızımı alıp, birlikte kuaföre bile gittik yolculuk öncesi.
Yolculuk gayet sorunsuz, güle eğlene geçti. İstanbul’da kardeşimin yeni taşındığı eve de yerleştik, sonra baş ağrısı yine bastırdı. Benim bahanem hazırdı tabii – “Bugün yolculuk yordu herhalde”. Sonra bütün gece bölük pörçük uyudum. Cuma sabahı da baş ağrısıyla kalktım. Bu sefer boyun ağrım artmış, başımı öne eğemeyecek hale gelmiştim – hoş ona da bahanem hazırdı “Herhalde yolculuk sırasında boynumu koruyamadım, soğuk aldı boynum”. Saat 10:30’a doğru baş ağrısı ve boyun sertliğine ateş de eklenince annem – doktor olmasının da verdiği bir bilinçle olsa gerek – artık hastaneye gitme zamanının geldiğini söyledi. Bana kalsa ben yine bir ağrı kesici ya da Ibuprufen tarzı bir ilaç alıp bütün gün uyumayı düşünüyordum ama iyi ki annem beni dinlememiş..
Böylece bir İstanbul’da – çok da tanımadığımız bir şehrin- çok da tanımadığımız ama ismini duyduğumuz bir hastanesinde bir nöroloji uzmanından randevu aldık apar topar. Doktor muayeneden sonra bir beyin MRI (Emar diyoruz halk dilinde), yani beyin dokularını gösteren bir tarama istedi. Çok şükür o tarama iyi çıkınca dedi ki “biraz takip edelim”. Böylece baş ağrısıyla akşama kadar bekledim. Buradaki amaç sıradan bir baş ağrısı mı yoksa geçici bir durum mu diye bakmakmış. Akşam da devam edince dendi ki “seni gözlem altında tutmak istiyoruz ama iyi hissediyorsan gidebilirsin”. Bu noktada da yine neredeyse gidecektim, serumdan bir ağrı kesici verdiklerinden biraz rahatladığımı düşündüm ve gerek var mı hastane masrafına dedim, ama annem ve eşim ısrar etti.
Cumartesi sabahı hala süren baş ağrısı, boyun sertliği ve inip çıkan ateşe bir de çıkarma ve bulanma eklenince tablonun kötüleştiğini gören doktor BOS (Beyin Omurilik Sıvısı) denen belden alınan bir sıvı aldı ve bu sıvının analizi sonucu menenjit tanısı kondu. (İyi ki kalmışım hastanede!)
Menenjit Nedir?
Menenjit en basit tanımıyla beyin ve omuriliğini kaplayan koruyucu zarlarda oluşan iltihaplanmadır. (Başıma geldikten sonra öğrendim detaylarını..)
Bu iltihaplanma acilen tedavi edilmediği takdirde beyin dokusuna da zarar verip sağırlık, epilepsi, bilişsel eksiklik (bilinen adıyla zeka geriliği) gibi sonuçlar doğurabiliyormuş!!
İlk tepkim şöyleydi:
“Aman yarabbi! Ben sağlıklı, vitamin alan, yediklerine dikkat eden, sigara kullanmayan bir insanım, nasıl başıma gelir benim böyle birşey!!“
Sahiden bilemiyorum nasıl geldiğini.
Menenjitin nedeni, bakteri, virüs ya da bazı diğer mikroorganizmaların kan, beyin bariyerini aşmasından olurmuş. Bu durum da bağışıklık sistemi nispeten güçsüz olan bebeklerde ya da yaşlılarda olurmuş. Yetişkinlerde ise normalde ya taşıyıcı olurmuşuz ya da bir şekilde vücut bu virüsün ya da bakterinin eyin bariyerini aşmasına izin vermezmiş. Denilen o ki direncim düşük olduğundan gelişmiş bu bende..
Şanslı olduğum nokta ise beyin dokularım zarar görmeden yakalayabilmişiz hastalığı (MRI taramasının gösterdiği gibi), dolayısıyla tedaviye zamanında başlandı ve çok şükür bir bilinç kabı ya da kalıcı bir durum olmadan atlattım!
Bu hastalığı kısaca özetlemem gerekirse:
Menenjit Belirtileri:
- Şiddetli baş ağrısı (Sanki başınızın içine bir sıcak havlu yerleştirilmişçesine çok taraflı bir ağrı)
- Baş dönmesi
- Şiddetli ense sertliği (Başı gerdan bölgesine eğememe)
- İnip çıkan ateş
- Mide bulantısı
- Çıkarma
- Işığa karşı aşırı hassasiyet
- (Bazı durumlarda) Bastırıldığında kaybolmayan döküntülere de rastlanıyormuş
Menenjit Tedavisi
Belden alınan (BOS) Beyin Omurilik sıvısının ilk analizi menenjit tanısını koymaya yetiyor ve bu bir saat içinde bile oluyor, ancak menenjitin virüs mü, bakteri mi, ya da bir başka mikroorganizma mı kaynaklı olduğunu anlamak için bu BOS sıvısının detaylı analizi gerekiyor, bu da yaklaşık 1 hafta sürüyor. Bu süre içerisinde doktorlar birkaç türlü ilaç veriyorlar ki bunlardan herhangi birisi ise tedavi gecikmesin.
Diğer bir deyişle, hem antiviral (virüslere karşı) hem de antibiyotik (bakterileri öldürücü) ilaç veriyorlar.
Verilen ilaçlar güçlü ilaçlar olduğundan yan etkileri de güçlü (ve zarar verici) olabiliyor. Örneğin antiviral ilaçlar böbreklerde yetmezliğe, antibiyotikler ise mide ve bağırsaklarda hazımsızlık, yanma ya da gaz ağrısına sebebiyet verebiliyor. Bunları gidermek için de ek serum ve ek ilaçlar veriliyor.
İyi olan tarafı tedavi başladıktan 6-7 gün sonra baş ağrıları oldukça azalıyor. Bütün tedavi süresi 2 ile 3 hafta arası değişiyor.
BULAŞICI MI?
Bu arada menenjitin bazı türleri bulaşıcı olabildiğinden ve özellikle yaşlı ve çocuklarda bağışıklık sistemi güçsüzlüğüne bağlı tehdit oluşturduğundan uzunca bir süre hastayı bu grup insanlara yaklaştırmamak önem arz ediyor.
Solunum ile bulaşabiliyor ama yukarıda da kısaca bahsettiğim gibi virüsü ya da bakteriyi alan yetişkinin bağışıklık sistemi güçlüyse aynı ağırlıkla ya da hiç geçirmeyebiliyor.
Benim ilk 10 günümde yakınlarım maske taktılar, ama çocuklarımı göremedim hiç..
İşte böyle dostlar, kardeşimin göz ameliyatında yanında olalım diye gittiğimiz İstanbul’dan 3 gün sonra -bulaşıcılık korkusuyla- ambulansla Ankara’da bir hastaneye getirildiğim ve 22 gün süren hastane maceramın baş artisti Menenjiti detaylarıyla paylaşmak istedim sizinle. Olur da yukarıdaki belirtilerle birlikte olursa baş ağrınız, ‘sadece basit bir baş ağrısı, geçer’ diye geçmeyin istedim..
Çok şükür iyiyim şimdi. Normal hayatımıza ve kelebeklerimle oyunlara geri dönmek ne kadar da güzel…
Sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum hepinize..
Kocaman sevgiler…