Eğitim – Tatil sonrası rutine dönme

Muhtemelen birçoğumuzun yaşadığı bir sıkıntı bu şu sıralar: Tatilde bir yere gitmiş olsak da olmasak da son üç ayda çocuklarımızın normal rutinin dışına çıktığı bir gerçek. Geç kalkabildiler, 6 yas ve üstündekiler derslerle uğraşmak zorunda kalmadı, uyku düzenleri değisti. Hatta tatil sırasında yazlık ya da otellere gidenlerimiz için bu düzen daha da farklılaştı, yattıkları yerler, yedikleri yiyecekler bile değişti, günlük rutinde yaptıkları aktiviteler çeşitlendi.

Tabii ki hiçbirimiz şikayetçi olmayız gidilen tatillerden ama şurası bir gerçek ki tatilden dönmek, özellikle de çocukların düzenini tekrar oturtmak zor olabiliyor.

Biz tam da böyle bir dönemden geçiyoruz şu sıralar. Salı akşam döndük tatilimizden. Tatilde kumla oynayan, çeşit çeşit yiyecekler yiyen, gösterilerle eğlenen, yüzen, aquaparkta eğlenen, oyun parklarının tadına varan kelebeklerim için şimdi birden bire yağmurlu bir iklime dönüp evde kalmanın kolay olmayacağını biliyorum.

Onları bırakın, benim ve babaları için bile kolay değil gerçek hayata dönmek 😀

Şimdi bir taraftan onların enerjilerini atabilecekleri aktiviteler ararken bir taraftan eski rutinlerine geri döndürmek de bize düşüyor. İşte bu dönem için size nacizane kısa kısa önerilerim:

  • Kademeli geçiş: Tatilde bazı kuralların daha rahatlatılmış olmasına alışan çocuklarımız için tekrar evin kurallara alışmak zaman alacaktır. Tatil sonrası dönemde belki kademeli bir geçiş yapabiliriz çocuklarımızla birlikte. Anaokuluna giden çocuklarımızı belki daha geç götürebiliriz okula ya da akşam erken alıp açık havadaki çocuk parklarına gidebiliriz birlikte.
  • Enerji harcama alanları yaratma: Ilkbahar ve yazın sıcak havasından sonra sonbaharın yağmurlu havasında kendini bulan çocuklarımız için fazla enerjilerini atacakları alanlar da azalıyor maalesef. Onlara AVM ve kreşleri dışında da hareket sağlayan alanlar bulmalıyız bu dönemde. Tabii ki evimize yakın oyun alanları, parklar, bahçeler varsa ne güzel, havalar daha da kötüleşmeden olabildiğince faydalanmalı böyle yerlerden. Bunlar dışında, 3.5 yaşını geçen kızım için böyle alanlar araştırırken cimnastik ve bale gibi kurslara da rastladım. Erkek, kız fark etmez her spor dalının temeli cimnastik. “Oğlum cimnastikçi mi olacak” demeyin, oğlunuz futbolcu bile olacaksa cimnastik ona esneklik ve spor bilinci aşılayacak. Kızlar için de keza aynı şekilde. Üstelik kurs fiyatları da düşündüğümüz kadar yukarılarda değil. Tabii ki isim yapmış eğitmenlerin olduğu okullar ‘marka’ oldukları için fiyatlarını yüksek tutabiliyorlar ama araştırırsanız aylığı 80TL’ye olan cimnastik okulları ve yine aylığı 150TL olan bale okulları var. Çocuklarımıza birkaç tane daha oyuncak almak yerine böyle yerlere götürmek, onlardaki spor disiplini anlayışını şimdiden oluşturmak ve enerjilerini dökebilecekleri bir yer sağlamak açısından çok faydalı olabilir diye düşünüyorum.
  • Tolerans gösterme: Tatil sırasında bazı kuralların farklı işlemesine alışmış, hatta belki de akrabalarımız tarafından -iyi niyetle- şımartılmış çocuklarımız tatil dönüşü bu fazla ilginin ve belki şımartılmanın yokluğunda sınırlarımızı zorlayabilirler. Tabii ki bunu bize inat olsun diye yapmazlar kelebekler. Genişletilmiş alanlarının devamını istedikleri için yaparlar. Bu noktada bize düşen kurallarımızı sık sık hatırlatırken uymadıklarında tolerans göstererek yaklaşmak. Örneğin yemek saati geldiyse ve çok keyif aldıkları bir oyunda kendi kendilerine oynuyorlarsa ille de o an yemek masasına oturmasında ısrarcı olmak yerine, “tamam canım, biraz daha oyna az sonra yemeğe gel, tamam mı” gibi uzlaşmacı yaklaşmak özellikle bu dönemde faydalı olabilir. Bunun aynısını biz dün yaşadık, hatta sonrasında kızım gelip çorbasını yedikten sonra, “anne, şimdi kardeşimle biraz oynayayım, köfteyle patatesimi sonra yerim, olur mu” dedi. Normalde yemek bitmeden sofradan kalkmıyoruz ama düşündüm, öyle güzel söyledi ki isteğini ve üstelik de çorba onubiraz tutar nasılsa diye düşünüp toleranslı olma yolunu seçtim. Açıkçası kardeşiyle oynamaya gitmeye hazırlanıyordu zaten – beden dilinden belliydi- , dolayısıyla ben “hayır, önce yemeğini bitir” desem sözümü dinlemeyecekti muhtemelen, ben de kelebeğimin keyfini kaçırmaktansa, bu şekilde güzel izin aldığında toleranslı olabileceğimizi de göstermiş olmak istedim..
  • photo-21-09-2016-15-21-00Uyku saatleri: Sıkı deyin, katı deyin, kuralcı deyin, ama benim tolerans göstermekte en isteksiz olduğum konu bu uyku saati konusu. Çünkü inanıyorum ki iyi uyumayan çocuk ertesi gün de normal davranışının dışında oluyor ve daha fazla yaramazlık yapıyor yorgunluğa bağlı olarak, o nedenle benim için en önemlisi uyku düzenini oturtmak önce.
    • Normalde iki kızım da saat 20:30’da yatarlar. Hatta bu saate kadar bir ‘psikolojik hazırlanma’ süreci vardır. Akşam sütleri içilir, pijamalar giyilir, hikayeler okunur.Sonra herkes kendi yatak odasında yatar. Küçük kızım bile alışmıştı bu rutine tatil öncesi. Bizim evin normali bu, ama işte dedik ya tatilde normal dışına çıkılır diye.
    • Şu sıralar büyük kelebeğim tutturdu bizim yatağımızda yatacağım diye, oysa tatilde bile bizimle yatmadı ama aynı odada olmayı tattı işte.. Dün akşam, uzun uğraşlardan sonra ikna ettik onu. Dedik ki “aynı yatakta yatarsak baba ya da anne gece uyurken yanlışlıkla senin üzerine yatabilir, ya da dönerken eli sana çarpabilir”, biraz düşündükten sonra mantıklı geldi bu ona. Bu açıklamanın üzerine bir de hikaye kısmını uzun tutunca kendi odasında mışıl mışıl uyudu büyük kelebeğim.
    • Küçük kelebeğime gelince: Tatile gitmeden önce uyku öncesi 2 dakika süt içerdi annesinden, sonra anne yatağına koyardı, odadan çıkardı. Alışmıştık buna, ama tatildeki düzen değişikliği üzerine geçenlerdeki ateşli hastalık gelince tabii ki uyku düzeni de bozulmuş hatta bir iki gece tamamen anne ve babayla uyumuştu. İki gece önce yatağına koyduğumda önce yattı sonra ağlamaya başladı, ben de içeri girip, “süt mü istiyorsun güzel kızım” dedim ve yataktan alıp biraz daha emzirdim, sonra geri koydum, bir 15 saniyelik ağlamadan sonra sesi kesildi. Dün akşam yatağa yatırdıktan sonra 45-50 saniye ağladı, tam içeri girecektim ki sustu. (Bu arada ben bu ağlatma limitini 50 saniye olarak koydum kendime – biliyorum ağlatma yöntemleri 2-2-4-4-8-8 dakika şeklinde öneriyor ama ben kendim ve kızım için maksimum 50 saniyeyi uygun gördüm). Diliyorum ki uyku saatleri üçüncü geceden itibaren normale dönecek..

İşte böyle anne arkadaşlarım.. Dilerim sizin de işinize yarayacak birkaç kelam bulabildiniz yazdıklarımda..

Kelebeklerinizle keyifli günler, kocaman sevgiler…

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s