Anneler gununu henuz arkamizda biraktigimiz su gunlerde son birkac yildaki annelik yolculugumda ne ogrendigimi, nelerde zorlandigimi ve kendimi ne yonde egitmem gerektigini dusunme firsatim oldu. Hani yilbasina yakin “bu yil ne yaptim, gelecek yil icin planlarim ne?” diye dusunur ya insan; iste onun gibi bir kendi icime ve gelecege baktim ‘anne’ gozluklerimle.
Bir kere, dusundum de kimse, anne olur olmaz basimiza gelecekler icin hazirlamiyor bizi tam olarak. Sansliysak, hastanelerde ya da cesitli egitim birimlerinde verilen ‘dogum aninda nasil nefes verilir, ya da bebek nasil tutulur, gazi nasil cikarilir, nasil beslenir, alti nasil degistirilir’ konularini iceren bir kursa gitmis oluyorsunuz ya da yine sansliysak annemiz yanimizda oluyor ve bize bir sekilde yol gosteriyor yasarken. Ama dusunsenize bu mu yani? Bu dunyaya hayirli bir evlat yetistirmesi beklenen annelere verilen egitimin daha kapsamli olmasi, milletlerin bu kadar ustun bir gorev edinmis anneleri daha fazla donatmasi gerekmez mi?
(Komik bir ornek olacak belki ama, iyi sirketleri digerlerinden ayiran insan gucudur. Onlar, calisanlarina verdikleri degeri, cesitli alanlarda egiterek, daha buyumeleri icin sans taniyarak ve hakettikleri degeri gerek maas gerekse diger sekillerde gostererek buyurler. Benzer sekilde, bence bir milleti digerinden daha onde yapan faktorlerden biri de daha egitimli, cocuklarini daha iyi sekilde yetistirme imkani bulunan ve cocuklarini ozgur bireyler olarak yetistirebilen anne ve babalardir.)
Ornegin, az az da olsa cocuk hastaliklari konusunda bilgilendirilsek, evimizin cocuklarimiz icin nasil guvenli hale getiririz konusunda bilgilendirilsek (kucuk agzina atabilecegi nesnelerin olmadigi, masa kenarlarinin sivrilikten kurtarildigi, prizlerin kapandigi, vs.), cocuklarimiza nasil yemek yeme aliskanligini, dis fircalama aliskanligini asilayacagimiz konusunda bilgilendirilsek, 2 yas sendromu hakkinda, ne yapabilecegimiz konusunda bilgilendirilsek, kendi islerini kendi yapmasi gerektigini ona nasil verecegimiz konusunda bilgilendirilsek guzel olmaz mi? Bunun yaninda cocuk gelisimi ya da kres ogretmenleri okumayanlarimiz icin ‘cocuklarimizla nasil kaliteli zaman geciririz?’ sorusu buyuk bir soru isareti bence. Onlarin yaraticiligini, yeteneklerini, sevdigi alanlari bulma konusundaki yolculuklarinda nasil yon gosterebiliriz, eslik edebiliriz ogrensek fena mi olur? Sonra okula baslayan cocugumuzun odevlerini onun yerine yapmadan nasil destek olabiliriz, sikintili oldugu zamanlarda neler yapabiliriz, arkadaslariyla iliskilerinde hangi cizgide durmaliyiz? gibi yiginla soru var sorabilecegimiz..
Hatirliyorum ilk gozagrimla ilk yalniz kalisimda daha 17 gunluktu yavrum. Emzirdim, altini degistirdim, aralarda gaz cikarmaya calistim. Cok sukur aksam eve esim gelene kadar hayatta tutmayi basardim bebisimi, ama ben 30’unu asmis bir bayan olarak bile, korktum yine de birseyleri eksik ya da yanlis yapmaktan. Ne gittigim okullar, ne aldigim diplomalar, ne gordugum yerler yardim etti bana. Iste o an anladim, psikolojik olarak anne olmaya sonsuz hazir olsam da hayatta ogrendiklerimin beni cocuk bakmak icin hazirlamadiklarini. Sonra okudum tabii, bol bol okudum.
- Sutumu artirmak icin ne yapmaliyim?
- Bebegim 1,2,3,4,5,6… aylikken ne gibi oyunlar oynayabilirim? Ne yapmasini bekleyebilirim?
- Ne zaman oturur? Emekler? Ayakta durur? Yurur? Benim ona yardim edebilecegim yerler neler?
- Bebegimle nasil konusmaliyim?
- Sonra ne yemek vermeliyim? Hangi yiyecekleri hangi sirayla tanistirmaliyim?
- Ne zaman kendi yer? Nasil baslar?
- Hangi oyuncaklari duyularina hitap eder?
- Evi nasil onun icin guvenli hale getirebiliriz?
- Onunla nasil yolculuga cikabiliriz?
Bunlar gibi buyudukca cogalan, cogaldikca derinligi artan sorular geldi karsimiza. Ilk gozagrim bebeklikten cikip da cocukluga adim atarken ve hatta kardesi de aramiza katilmisken daha da karmasiklasti sorular.
- Olasi bir kiskanclik icin nasil onlemler alabiliriz?
- 2 yas sendromu krizlerini nasil daha az zararla atlatabiliriz?
- Etrafimizdaki buyuklerden nasil kiskanclik tetikleyici davranislar konusunda yardim isteyebiliriz?
- Buyuk kizimin yaraticiligini, motor becerilerini, yeteneklerini on plana cikaracak hangi aktiviteler yapabiliriz?
- Renkler, sayilar, nesneler, kavramlar nasil ogretilir?
gibi tonlarca soru oldu onumuzde. Kimisinin cevaplarini yasayarak, hatta yanlislar yaparak ogrendik, kimisini okuyarak, paylasarak ogrendik, kimisinin ise cevaplarini hala ogrenemedik ve isin garibi de eminim daha cevaplamamiz gereken yeni sorular var onumuzde.
Biliyorum, cesitli forumlar var internette, yeni yeni acilmaya baslanan aktivite merkezleri var ve hatta doktorlarin internet sayfalari da var bazi konularla ilgili. Ama yine de “bu mudur?” demekten kendimi alamiyorum. Dunyaya bir cocuk getirecek cifte verilecek tek egitim ‘ gaz cikarma, alt degistirme, emzirme’ egitimi midir? Ornegin 0-3, 3-7, 7-12 yas arasi cocuklari olan ailelere ozel, bu yaslarin sikintilarina deginebilecek merkezler kurulsa fena olmaz miydi? Evet belki, evdeki yukumuzu, islerin coklugunu azaltmazdi ama hic olmazsa basimiza gelecekleri daha iyi bilen anneler olarak daha hazirlikli olmaz miydik? Herseyi internetten ogrenmek yeter olsaydi, liselere, universitelere, diger egitim merkezlerine de gerek kalmazdi. Bence geleneksel ‘sinif’ ortamina ihtiyacimiz var gercek ogrenme ve gercek paylasmayi saglamak icin. Dusunsenize, anne&baba yolculugunda yalniz olmadigimizi, benzer problemleri yasayan aileler oldugunu, sorunlarimiza uygulayabilecegimiz teknikler oldugunu, cocuklarimizin hayatlarini nasil renklendirebilecegimizi ayda bir, uc ayda bir bulusarak ogrensek fena mi olurdu?
Bilemiyorum cok sey mi bekliyorum, ama yine de sasiriyorum nasil oldu da butun insanlik olarak boylesine onemli bir konuyu atladik? Mutlu evlilikleri bile cok buyuk bir testten geciren, cogu zaman anneleri hem psikolojik hem de fiziksel olarak zorlayan bu surec nasil oldu da bu kadar gozardi edilebildi?
Cocuk yetistirmenin bitki yetistirmekle ayni olmadigi ne zaman anlasilacak acaba? Bitkilerin bile ilgi ve sevgi istedigini okudugumuz bir yuzyilda, cocuklarimizin karninin tok, altinin kuru olmasi yetmiyor maalesef. Onlarin ozgur bir birey olabilmeleri icin bizlere cok daha fazla is dusuyor. Biliyorum, hepimiz gonulluyuz bu yolculukta ve yapabileceklerimizin sinirlarini zorlayarak en iyi sekilde yetistirmeye haziriz kelebeklerimizi. Keske bizleri de bu yolda yetistirebilecek kaynaklar ve imkanlar daha cok olsa..
Biliyorum elestirisel bir yazi oldu mu ama ne yapalim annelerin de sikayet etme hakki var degil mi ya 🙂 Siz neler dusunuyorsunuz?
Kocaman sevgiler…
Pingback: Gelisim – Evimizi nasil kucuk yastaki cocuklarimiz icin guvenli hale getirebiliriz? | her zaman anne·
Pingback: Gunluk- Hamilelikten Sonra Eslerimizle Ayni Dunyada Kaliyor Muyuz? | her zaman anne·