Karar – Hangi Kreşe Göndersem? Hangi Kriterleri Arasam?

Biliyorum birçoğumuz ‘hangi kreş’ sorusunun yanıtını arıyoruz çocuğumuz 2.5-3 yaşına ulaşır ulaşmaz, hatta belki daha önce. Çalışan anneler için evde bakabileceğine güvendiği kimse yok ise, kreşler tek çözüm oluyor erken yaşta. Çalışmayan anneler için ise çocuklarının sosyalleşmesi, farklı ortamlara alışabilmesi ve kendisinin de nefes alabilmesi için gerekli hale geliyor kreşe göndermek çocuğunu. Bazı anneler için suçluluk duygusu hissettirse de bu süreç aslında çocuklarımızın birey olma yolunda attıkları ilk adımlardan biri olması itibariyle önemli.

Aslında çocuğun kaç yaşında kreşe gitmesi gerektiği konusu tam bir muamma ve değişik kaynaklar farklı önerilerde bulunabiliyor, ancak 3 yaş üstüne itiraz eden pek fazla kaynak yok, hatta 2 ile 3 yaş arası da “çocuğumuz hazır” diyen ebeveynler için öneriliyor.

Yaş faktörünün yanında, bir de annelerin üzerinde – belki de kendi kendimize uyguladığımız- bir baskı var. Özellikle çalışan annelerin ekonomik özgürlüğünü kazanmak için verdiği yıllarca süren uğraştan sonra tekrar işe dönmeleri aile ve çevre için normal olsa da annenin kendisi için çok zor hatta dayanılmaz olabiliyor. Bununla ilgili düşüncelerimi daha önce Gunluk : Calisan annenin ikilemi, calismayan annenin yalnizligi başlıklı yazımda yazmıştım, şimdi kendimi tekrarlamayayım ama diyeceğim o ki zor bir karardır anne için hem işe geri dönmek hem de çocuğunu aile dışında birinin ellerine bırakmak.

Bu arada şöyle bir istatistiğe ulaştım: Ingiltere’de doğumdan sonra 1 yıl içinde işe geri dönen annelerin oranı 1987’de %24 iken, 2001 yılında bu rakam %67’lere çıkmış. Bu dünyanın diğer ülkelerinde de bizim ülkemizdeki gibi işe geri dönen ve çocuğunu kreşe göndermek durumunda kalan annelerin çoğaldığının bir göstergesi. Tabii diyebiliriz ki kreş yerine anneanne/babaanne baksa çocuğa. Tabii ki böyle bir lüksü olan ebeveynler özellikle çocuk 3 yaşına gelene kadar bu şıkkı kullanabilirler. Ancak benim ilk kızımda biz hem anneanneye hem babaanneye uzaktık, dolayısıyla 11. ayda başladı kızım kreşe, şimdi ikinci kızımda ise babaanneye yine uzağız, anneanne ise full-time çalışıyor hala – neyseki bu sefer ben bir delilik yaptım da kariyer molası verdim  🙂  Yoksa yine kreşten başka opsiyonumuz kalmayacaktı..

Kreşe erken başlamanın zorlukları yok mu var mutlaka. Çocuk henüz belki de bağını tam kuramadan ayrılıyor anneden ya da anneye hala bir şekilde muhtaciyet duyabildiği bir süreçte anne maalesef onun yanında olamıyor. Hatta henüz tam konuşamadığı için kreş ortamında onun canını sıkan şeyler oldu mu onu bile bilmiyorsunuz anne olarak, onun yerine huysuzluğundan çıkarmaya çalışıyorsunuz birşeyler.

Hatırlıyorum, bir ara sürekli poposu kızarıktı kızımın, biz evde tonla pişik önleyici sürüyorduk, sonra okuldan döndüğünde yine kızarmış oluyordu. Soruyorum “krem sürüyor musunuz” diye evet diyorlar. Birgün kızımı almadan önce izledim tesadüf altını değiştirirlerken, bir baktım kremi bitmiş kızımın meğer!! Bu tip basit şeylerde bile anne olarak tetikte olmanız gerekiyor erken giderse çocuğunuz kreşe..

IMG_2329Bir başka seferde de kızım evde kendi yememeye başlamıştı yemeğini. Daha 2 yaşında bile yoktu ama biz çok özen gösteriyorduk ‘dökse de saçsa da kendi yesin‘ ilkesini uygulamaya.. Sonra sordum okulda, meğerse yavaş yiyor kendi yerse diye kaşıkla kendileri yedirmeye başlamışlar, tabii hemen yine bir fırça anneden (bu ben oluyorum!)..

Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Çorapsız gezdiği günler, ateşinin 37.5 olduğu farkedildiği halde 38.7 olana kadar takip edilmediği günler, klimalı ortamda üzerine ince de olsa hırkasının giydirilmediği günler, vb… Bakarsanız, o sıralar yaşadığımız Dubai’nin en iyi kreşlerinden birine gidiyordu kızım ama işte yine de anne olarak kreşlere karşı tetikte olmam gerektiğini orada öğrendim.

Dolayısıyla çocuğunu erken yaşta kreşe verecek anneler önerilerim şöyle:

  1. Önce güvenlik: Okulun güvenli olması, çocuğunuzla birebir iletişime geçecek bütün kişilerin bayan olması ve okulun içine elini kolunu sallayan herkesin giremiyor olması çok önemli. Maalesef yaşadığımız dünyada duyduklarımız düşündürüyor bunları bize ve anne&baba öncelikli görevlerimizden biri de onları olası tehlikelere karşı korumak, dolayısıyla onları emanet edeceğimiz yerde de buna çok dikkat ediyor olmalıyız.
  2. Temizlik: Aynı derecede önemli bir başka hususta temizlik. IMG_6131Özellikle 2 yaş altı çocuğumuzu kreşe göndereceksek, henüz bağışıklık sistemi yeterince gelişmemiş miniklerimiz için temiz yerlerde oynuyor olmaları ve zaten akranlarından geçecek hastalıkların üzerine bir de ortamın temiz olmamasından kaynaklı hastalıkları almamaları anneler için dikkate değer bir faktör olmalı.
  3. Yiyecek / içecek: Temizlikle eşdeğer bir başka konu ise çocuğumuzun ne yiyip içtiği. Yiyeceklerini kendi mutfaklarında yapan kreşler tercih sebebi olabilir. Bunun yanında mikrodalga fırını az kullanan – hatta mümkünse kullanmayan- kurumlar bu duruşlarıyla sağlığa önem verdiklerini de gösteriyor oluyor genelde. Bir de yine anne sütü aldığı dönemde krele başlayan çocuklar için, annenin özenle sağıp depoladığı sütü yine aynı özenle saklayıp, ısıtıp verebilecek bir kurum olması da önemli seçeceğimiz kreşin.
  4. Kaç çocuğa kaç öğretmen: Özellikle küçük yaş grupları için bir diğer önemli husus da kaç çocukla kaç eğitmen, öğretmen ve yardımcının ilgileneceği. Özellikle birebir iletişimin, hem çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak hem de çocuğun ne demek istediğini anlamak adına önemli olduğu ilk 2 yılda 10 çocuğa bir öğretmen bir yardımcı düşüyorsa çocuğumuz bizim eksikliğimizi çok hissedebilir. Dolayısıyla az çocuklu gruplara verebilmek ve profesyönel ellere bırakmak hem bizim kafamızın rahatlığı, daha da önemlisi çocuğumuzun gelişimi için büyük önem arz ediyor.
  5. Uyku alanı: Kreşe küçük başlayacak çocuklar için dikkat etmemiz gereken bir başka konu da uyku düzeni. Büyük kelebeğimin ilk gittiği kreşte perdelerle karanlık hale getirilmiş, çocuk yataklarının devamlı surette hazır olduğu bir oda vardı. Şimdi devam ettiği kreşte ise, uyku zamanı kurulan, sonrasında kaldırılan minik yatakları var. Bu tip imkanları olan kreşler çocuğumuzun rutinini düşünen kreşler de oluyor aynı zamanda. Çünkü minikler neredeyse 18 aylık olana kadar hala gün içerisinde iki uyku ihtiyacında oluyorlar. Sonrasında da 4 yaş ve hatta daha sonrasında bile gün ortasında uyku ihtiyaçları oluyor. Bu nedenle onların bu ihtiyacını karşılayacak bir kreş bulabilirsek hem öğleden sonra huzurlu olmalarını sağlamış hem de akşam uykularını desteklemiş oluruz.
  6. Gelişimini destekleyici alanlar, oyuncaklar (Montessori araçları): Bir diğer önemli husus da seçtiğimiz kreşte bulunan oyuncakların, araçların çocuğumuzun fiziksel, zihinsel, duygusal gelişimini destekleyici yönden yeter olması. Bu husus, hem küçük yaşta, hem de 3 yaş sonrasında kreşe başlayacak çocuklarımıza kendi potansiyellerini keşfetmeleri için dikkat etmemiz gereken bir husus.Devlegolarla Çocuklarımızın
    • yeterince koşacak, zıplayacak, oynayacak alanının olması
    • dikkatini çekecek tarzda renkler kullanılmış alanların varlığı
    • Motor becerilerini kullanmalarını ve geliştirmelerini sağlayıcı araç ve oyuncakların doğru zamanda çocuklarımıza sunuluyor olması
    • Zihinsel güçlerini ortaya çıkaran analitik zeka ve problem çözme yönlerini tetikleyici aktiviteler yapılıyor olması, vb diğer öğretici araçların kullanılıyor olması kreş seçiminde bize yol gösterici olacaktır.
  7. Kurum doktoru /  hemşiresi: Kurum bünyesinde bir tıp personelinin varlığı, kreşe yeni başlayan çocuğumuzun ilk yıllarda tecrübe edeceği hastalıkları daha rahat geçirmemiz açısından ve bu tip durumlarda çocuğumuzun gün içerisindeki gidishatını izlemek adına yardımcı bir faktör.

 

Bunun yanında 3 yaşına gelen çocuğumuzu göndereceğimiz kreşte ek olarak arayacağımız şartlarda olabilir. Bunların bazıları:

  • Drama dersi, müzik dersi, bale dersi gibi branç dersleri sunabilen bir kurum olsun
  • Ek dil olarak İngilizce verebilecek bir kurum olsun
  • Doğa aktiviteleri yapan bir kurum olsun
  • Pratik ağırlıklı eğitim veren bir kurum olsun
  • Sıcak aylarda çocuğumun oynayabileceği kocaman bir bahçesi olsun
  • Hatta mümkünse yaz okulunda tennis, futbol, basketbol, yüzme gibi aktivitelerle çocuğumun fiziksel gelişimini destekleyebilecek imkanları olan bir kurum olsun.

Bunların yanında, bir de veli olarak beklentileri oluyor insanın okuldan ve bunların karşılanması da veli-okul-çocuk üçgenindeki huzuru artırabiliyor. Bu beklentilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Öğretmenler çocuğum hakkında bana kısa da olsa günlük bilgi versinler
  • Çocuğumun bir problemi olduğunu düşünüyorsa öğretmen bana danışmadan problemi çözme yoluna girmesin. Çünkü bu çocuğumda ters ve beklenmedik tepkilere yol açabilir.
  • Sınıf öğretmeni ile oluşabilecek durumlarda ya da çocukla ilgili endişe edilen durumlarda veliyi dinleyen ve eleştirmek yerine durumu çözmeye yönelik çalışan bir müdürün varlığı da veliyi rahatlatan bir başka faktör.

İşte böyle dostlar.. Elimden geldiğince özetlemeye çalıştım kreş seçiminde nelere dikkat edebileceğimizi. Ancak tabii ki her ailenin kreşten beklentileri farklı olabilir ve maddi imkanlar da kreş seçiminde büyük rol oynayabilir. Bu noktada belki de en önemli şey veli olarak çocuğumuzun gelişimiyle yakından ilgilenip kreşin yetemediği yerlerde çocuklarımıza rehberlik edip, onları olabilecekleri en iyi insana doğru yönlendirmek..

Kocaman sevgiler…

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s